“Uygurlar” deyince akla hemen lisede öğrendiğimiz klasik
cümle geliyor: Yerleşik yaşama geçen ilk Türk devleti. Doğru mudur? Tabii ki
doğrudur ancak biz bu kadar kısa kesmeyelim, yanına birkaç şey daha ekleyelim:
örgün eğitime ilk geçen, Türk bankacılığının ve vakıflarının ilk örneklerini
oluşturan devlettir aynı zamanda. Bu kadar da değil, yerleşik hayatla birlikte
tarım alanında da çığır açmışlardır. Kurdukları sulama kanallarıyla çeşit çeşit
bitkiler ve meyveler yetiştirmişler, sonraları bunlar dünyaya yayılmaya başlamış.
(Buraya küçük bir not: Türklerin tarımda tanıştığı ilk bitkilerin darı
ve yonca olduğu söylenir.) Kendimi; bir değil, iki değil.. tam beş kavanoz balı
sadece 100 liraya satmaya çalışan adam gibi hissettim :D Ama Uygurlar ile
ilgili söylenecekler bu kadarla da sınırlı değil: Türk tiyatrosunun temellerini
atan, minyatür sanatının ilk örneklerinin görüldüğü devlet de Uygurlardır.
29 Ağustos 2017 Salı
21 Ağustos 2017 Pazartesi
Doğa'nın Sanatı: Dupnisa Mağarası (Kırklareli) Jetonya Gezi Yazısı
Halkın ziyaretine açılalı 14 yıl olmasına ve ünü Türkiye’ye
yayılmasına rağmen henüz bugün gitme fırsatı yakaladığım bir doğa harikasını
tanıtacağım size: Dupnisa Mağarası. 14 yıldır gidemediğimden dolayı niye mi hayıflanıyorum?
Çünkü ben bu doğa harikasının bulunduğu ilde yaşıyorum :) (Kırklareli)
Şehir merkezine 58 kilometre, İstanbul’a ise yaklaşık 240 kilometre mesafede yer alan Dupnisa Mağarası, Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü yakınlarında bulunuyor. İstanbulluların hafta sonu kaçamağı haline gelen Dupnisa Mağarası yıldan yıla ziyaretçi sayısını katlıyor.
Yolculuğumuza gelirsek, öncelikle ve en önemlisi kafa
dengi birkaç arkadaş buluyoruz:) Şaka bir yana arkadaş grubuma Dupnisa gezisi fikrimden bahsettim ve olumlu karşılayanlarla
hemen yola koyulduk. Kırklareli’nin yerlisi olmama rağmen hiç duymadığım garip
köy isimlerini okumakla ve Kırklareli’nin Karadeniz iklimi etkisindeki ormanlık
alanlarını izlemekle geçen yolculukta adeta kendi şehrimi köşe bucak keşfettim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)