Sayfa Sayısı: 384
Yayınevi: P Kitap Yayıncılık
ISBN: 9786058800403
Benim Gözümden:
Bundan 3 yıl kadar önce Kocaeli’deki kitap fuarında son gün
kampanyalı kitaplar satan stant görevlisinin elime tutuşturduğu
kitap:Pandora'nın Düğünü. Beni kitabı almaya ikna etmek için kimleri gömmedi ki.
Pazar esnafı edasıyla, “Dan Brown kitapları kadar güzel, Grange kitapları bunun
eline su dökemez” gibi övgülerle beni ikna etmeye çalışan adama istemediğimi
belirtip uzaklaşmaya çalışsam da peşimden koşup ısrar etti ve en sonunda kitabı
bana ücretsiz olarak verdi. Bu şekilde kütüphaneme giren kitap, okunmak için uzun bir süre bekledi...
Belki de
kitabı bu şekilde edindiğim için ön yargılıydım. Ancak bir gün, aylarca
raflardan bana soğuk soğuk bakan bu kitaba şans vermem gerektiğini düşündüm ve sıfır
beklentiyle başladım. Hani istemeye istemeye, sadece okuyup tüketmek için bir kitaba başlarsınız ya, bu kitap da öyleydi
benim için.
Biraz da kitaptan bahsedeyim: alanlarında yetenekli, çoğu mühendis 5 arkadaş New York’ta bir mekana giderler ve
henüz filizlenen olayların tam ortasında bulurlar kendilerini. Mekanda çıkan
karışıklık sonucu kaçarak dağılan arkadaş grubu New York sokaklarından
İstanbul’a kadar uzanan bir karmaşanın baş aktörleri olmuşlardır. Acaba mekanda
da asıl hedef onlar mıydı? İsimlerini filmlerde duyduğumuz bütün istihbarat
teşkilatları, çok önemli bir proje sebebiyle bu 5 yetenekli Türk mühendisin
peşindedir ve onları paylaşamamaktadır. Operasyonlar, çatışmalar,
kaçma-kovalamacalar ve cinayetlerle dolu bir romandı. Sonlara doğru Türk
dizilerini andıran, bir doz kadar da dram verilmiş.
Kitapta sabit bir anlatıcı yok. Bölümden bölüme değişen
anlatıcıya adapte olduktan sonra kitap daha kolay akıyor. Yine kitabın ilk
birkaç bölümünde aşırı kaba şive kullanımı var. Bu bazılarına samimi gelebilir
ama benim pek hoşuma gitmedi çünkü şivelerde samimiyeti göremedim. “Amerigaya
kadar gelmişik ” gibi devam eden cümleler neyse ki kitabın sonuna kadar sürmedi.
Ayrıca “lan, kanka, topraam” gibi
ifadeler de fazlasıyla kullanılmış. Bilmiyorum belki de bu tür kelimeleri
şahsen itici bulduğum için karakterlere ısınamadım.
Aksiyon bakımından Kurtlar Vadisi, Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz dizileri
tadında bir roman olmuş. Ancak gelgelelim ben bu bahsettiğim dizileri
sevmediğim gibi bu bol çatışmalı kitabı da sevemedim. Aksiyona boğulmuş kitap, dizi ve filmlerden
hoşlanmıyorum.
Son olarak yazardan umutlu olduğumu da belirtmem gerek; baştan savma değil, araştırma yaparak
yazdığı belli oluyor. Türk yazarın telepati veya diğer adıyla uzaduyum gibi parapsikoloji ile ilgili bir kavram üzerine kurgular yapması hoşuma gitti. Ayrıca bu kitap ‘uzaduyum’ kelimesini lügatıma sokmuş ve
üzerine arama motorlarında araştırma yaptırmıştır bana.
Kitabın dikkatimi çeken yönlerini paylaştım. Benim aksime siz aksiyonsever bir okuyucuysanız bu kitabı deneyebilirsiniz. Zaten kitabın birden fazla baskısı var, yani kitap ilgi görmüş ama bana hitap etmedi diyebilirim. “Kötü” diyemem çünkü her şeye rağmen hızlı okudum, elimde sürünmedi. Ama “iyi” de diyemem. Ben artıları ve eksileri bir potada değerlendirdiğimde üzerine öznel olarak “iyi” ya da “kötü” diye bir etiket yapıştıramadım.
Kim bilir belki siz seversiniz.
Kitabın dikkatimi çeken yönlerini paylaştım. Benim aksime siz aksiyonsever bir okuyucuysanız bu kitabı deneyebilirsiniz. Zaten kitabın birden fazla baskısı var, yani kitap ilgi görmüş ama bana hitap etmedi diyebilirim. “Kötü” diyemem çünkü her şeye rağmen hızlı okudum, elimde sürünmedi. Ama “iyi” de diyemem. Ben artıları ve eksileri bir potada değerlendirdiğimde üzerine öznel olarak “iyi” ya da “kötü” diye bir etiket yapıştıramadım.
Kim bilir belki siz seversiniz.
Keyifli okumalar diliyorum…
-----------------------------------------------------
Goodreads Puanı: ??? / 5.00
Jetonya Puanı: 1.90 / 5.00
-----------------------------------------------------
Kitaptan Dikkatimi Çeken Alıntılar:
- Yok
Bu Yazımı Sosyal Medya Hesaplarınızda Paylaşın
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder