16 Nisan 2017 Pazar

Sıra Dışı bir Karakter: Jose Mourinho Jetonya Serbest Kürsü Yazısı ve Başarının Anatomisi Kitap İncelemesi

başarının anatomisi kitap incelemesi

   Uçlarda yaşayan sıra dışı bir karakter: Jose Mourinho. Futbol dünyasında yarattığı etki de aynı şekilde, uçlarda olmuştur. Yani Mourinho’yu sevenler onu fanatizm derecesinde savunurken, sevmeyenler ise nefret derecesinde antipatik buluyor.  

   Tarihte pek çok başarılı insan olmuştur fakat bunların çoğu kibrini saklayarak alçakgönüllü gözükmeye çalışıyordu. En azından bana öyle hissettiriyorlar.  İşte Jose Mourinho’nun farkı burada ortaya çıkıyor. Çünkü o; futbola getirdiği yeni sistemle çizginin dışında ilerlerken, sergilediği karakter ile de uçlarda hareket ediyor. Dünyaları kazanıp sahte mutevazilik ve alçakgönüllülük yapanların aksine, ego konusunda alenen bulutlara değecek gibi davranıyor. Bu tavrı bir kesim tarafından itici olarak karşılansa da diğer yandan büyük kitlelerin sempatisini kazanmasına sebep oldu... 

   Bu sözüm yazıyı okumaya başlamış kadınlaradır: futbol  ilgi alanınız olmayabilir, Jose Mourinho’yu daha önce hiç duymamış olabilirsiniz ama bence hemen direksiyonu yana kırmayın ve bu yazıyı okumaya devam edin. Çünkü bu adamı futbol ile sınırlamak haksızlık olur. Sürekli giydiği Armani marka paltosuyla özdeşleşti ve bu palto tüm dünyada “Mourinho paltosu” olarak satılmaya başladı. Sadece palto değil, giydiği takım elbiseleriyle de tüm dünyaya moda ikonu oldu. Ayrıca maçlarda kulübede oturan “eşofmanlı teknik adam”  modelini de tarihe gömdüğünü söyleyebiliriz. Mourinho’dan sonra saha kenarında maçı en az oyuncuları kadar yaşayan, şık giyimli, sivri dilli teknik adamlar görmeye başladık. Yani Mourinho ve benzerleri modası hızla yayılıyordu…

   Mourinho, kameralar önünde katlanılması güç, sivri ve ters bir karakter çizse de onunla çalışan oyunculara göre o mükemmel biri. İnsanlar kelimeleri duysalar da zihinlerini herkese ve her söylenene açmaz. Hatta bazıları bu konuda oldukça ketumdur. Mourinho da insanların zihinlerine ulaşma konusunda ustalaştığı için bu özelliği onu harika bir motivatör yapıyor. İlerleyen yaşına rağmen Diego Milito’nun, bir türlü first class’a yükselemeyen Sneijder’in ve daha birçok oyuncunun kariyerlerini onun yönetiminde şahlandırması  bu özelliğinin kanıtıdır.

   Çevresinin söylemine göre sivri çıkışlar yapmasının sebebi, bir paratoner görevi  görmek. Basına sivri dilli açıklamalar yapıyor ve böylece oyuncularına yöneltilecek tüm eleştirileri, baskıları kendi üzerinde topluyor. Oyuncularının üzerinden baskıyı almak ve onları motive etmek konusunda bu kadar başarılı olunca geriye sadece öğrenmesi daha kolay olan futbolun teknik kısmı kalıyor. Dörtten fazla dil bilen ve böylesine iletişim becerilerine sahip biri için futbolun taktik ve tekniğini öğrenmek çok zor olmasa gerek.

   Ayrıca sık sık maçların 90 dakika değil 1 hafta olduğunu dile getirir. Maçın; basın toplantılarında, hafta içi antrenmanlarda hala devam ettiğini söyler ve buna göre davranır.  Bu yüzden hayatını bir sinir harbi olarak yaşıyor. Yaklaşık 10 yılda ne kadar yaşlandığına bakın. Bu adamın işi gerçekten çok zor olmalı...

mourinho before after

   Peki Mourinho’nun futbola getirdiği yeni sistem, yeni soluk neydi de bu kadar fark yarattı. Durumu dönemin en iyi takımı Barcelona üzerinden değerlendirelim. O dönemde Barcelona futbol dünyasını adeta pas oyunu ile zehirlemişti. Bambaşka bir boyut kazandırdığı pas oyunuyla rakip tanımaksızın herkesi yeniyordu ve tarihin en iyi takımı olduğu şeklinde genel bir kanı oluşmuştu. Neredeyse tüm maçları topu ayağında tutarak oynayan Barca’dan istediğin skoru almak imkansız gibi gözüküyordu. Messi gibi bir yeteneğe sahip olmaları da onları dünyadaki her takıma karşı favori yapıyordu. Şahsen ben Barcelona’nın bu oyun tarzını sıkıcı buluyorum.  Neyse ki  Mourinho, gittiği takımlara yardımlaşmalı savunma ve hücumları hızlı sonuçlandırma alışkanlığını yerleştirerek Barca’nın pas temelli oyununu kısmen başarısızlığa uğrattı. En azından artık Barcelona’ya kafa tutmayı sağlayacak model bulunmuştu.  Ancak öyle bir algı oluşmuştu ki sanki başarıya ulaşmanın veya iyi oynamanın tek yolu Barcelona gibi oynamaktı. Böyle düşünenler Mou’nun oyun tarzı için “kalenin önüne otobüs çekiyor” şeklinde alaycı şeyler söylüyordu.  

   Mourinho; Portekiz, İngiltere, İtalya ve İspanya  gibi farklı organizasyon ve futbol kültürlerinde şampiyonluklar kazandı. Bu şampiyonlukları kazanırken de kendi sistemini çalıştığı ligin futbol kültürüne entegre etti. Farklı ülkelerde ve çeşitli organizasyonlarda başarılı olması da gösteriyor ki Mourinho’yu futbol tarihinden silmek veya unutmak hiç kolay olmayacaktır. Sürekli yapılan Pepp Guardiola kıyaslamasında Mourinho’yu bir adım öne çıkaran etken de 4 farklı ülkede lig şampiyonluğu kazanmasıdır. (Bu sayı Guardiola'da 2'dir: Almanya ve İspanya Ligi)

Brian Clough - Jose Mourinho

   Brian Clough ile karşılaştırmasını çok sağlıklı yapamıyorum çünkü Clough’u izlemedim. Ancak izlediğim videolar, Damned United filmi ve bazı sayfalarda okuduklarıma göre çok ortak yanları var. Bu konuya burada girersem yazı aşırı uzamış olur çünkü Brian Clough tek bir paragrafa sığmaz.

Benzetilmeleri için Brian Clough şöyle diyor: " Mourinho'nun görünüşünü seviyorum, bana gençliğimi hatırlatıyor. Her şeyden önce çok yakışıklı."

Barca ve Mourinho

   Jose Mourinho, Barcelona’da Bobby Robson ile Louis Van Gaal’in tercümanlık ve yardımcılığını yaptı. Bu görev esnasında takımda oynayan oyunculardan biri de Pepp Guardiola’ydı. Guardiola 30 yaşına gelmiş ve yaklaşık 10 yıldır Barcelona’da oynamanın verdiği özgüven ile takımın abiliğine soyunmuştu. Ancak her şeye karışıyor ve teknik ekibin söylediklerinden ziyade kendi dediklerinin olması için diretiyordu. Mou ve Pepp arasındaki anlaşmazlık işte o zaman başladı. Mourinho Barca’da bir nevi antrenörlük stajı yapıyordu ve Guardiola onun için önemli bir sınavdı.

   Mourinho’nun Barcelona’dan beklentilerini kesin olarak bilemiyoruz ancak büyük ihtimal bir terfi beklentisi vardı. Belki de teknik direktörlük sırasının ona geleceğini düşünüyordu, ama olmadı. Barcelona’da istediği göreve yükselememişti, yeterli görülmemişti ya da tek sorun Portekizli olmasıydı, bunu da bilemiyoruz.  Dünya futbolunda iki kutup olduğunu varsayalım, bunlar kuşkusuz Barcelona ve Real Madrid olur. Mourinho Barca’da teknik direktör olamadı ancak olağanüstü başarılarla aşağıdan yukarıya tırmanarak futbolun diğer kutbu Real Madrid’e yükseldi.

   İnter’i yönetirken Şampiyonlar Ligi’nde Barcelona’yı elediği maçtan sonra Katalan takımının taraftarları “ sen bizim için hala bir tercümansın” diye bağırıyordu. Real Madrid ile ilk sezonunda Barca’dan 5 gol yediği maçtan sonra da tüm Barcelona oyuncuları ve taraftarı onu rencide etmekten çekinmiyordu. Yani Barca ve Mou arasında olumsuz da olsa hep bir bağ vardı. 

   İnter-Barca eşleşmesinden sonra Nou Camp'ta çılgınlar gibi sevinen Mourinho...




I’m Special One

   İngiltere’deki ilk basın toplantısında söylediği olay yaratan cümle şuydu: "Ben özel biriyim." Tabii bunu duyan tüm basın mensupları güldü. Çünkü bu adamı çok da ciddiye almıyorlardı. Bir sonraki gün gazetelerin manşetinde şöyle yazıyordu: “Ego karaya çıktı.” Kuşkusuz İngiltere Premier Ligi Portekiz Ligi’ne, Chelsea de Porto’ya benzemiyordu ama Mourinho da diğer teknik adamlara benzemiyordu. O gün ona gülüp, eğlenenler onun başarısız olmasını bekliyordu.  Ama o tarihten itibaren yaklaşık 10 yıl daha üst düzey başarılarına devam etti.

 İşte "Lütfen küstah olduğumu düşünmeyin ama ben Avrupa Şampiyonuyum ve özel biriyim." şeklindeki açıklaması:



Kariyer Özeti

   Porto’da çalıştığı iki yılda Avrupa’nın en önemli iki kupasını kazanarak dünyaya adeta “Ben buradayım!” diye meydan okudu. Üstelik Porto’da kazandığı bu büyük zaferleri dönemin güçlü İtalyan İngiliz ve Fransız takımlarının arasında, yani kendi tabiriyle “köpek balıklarının arasında” kazandı. Bu başarısı onu futbolun en üst seviyesine, İngiltere Premier Lig’e taşıdı.

   İngiltere’deki ilk adresi Londra’nın Mavileri lakaplı Chelsea’ydi. Yakın zamanda Rus iş adamı Abramovich tarafından satın alınan Chelsea’nin amacı dünya futbolunda söz sahibi bir kulüp olmaktı. O zamana kadar tarihinde sadece bir kez lig şampiyonluğu yaşamış olan Chelsea, Mourinho ile iki yıl üst üste şampiyon oldu. Üstelik bu şampiyonluklardan birinde İngiltere puan rekorunu da kırdı(95). Ricardo Carvalho, Michael Essien ve Didier Drogba gibi oyuncular onun yönetiminde kariyerlerinin zirvesini yaptı ve mevkilerinin en iyi oyuncuları olarak anılmaya başladılar. Eğer Chelsea’de uzun süre kalabilseydi Premier Lig’e yıllarca ambargo koyabilirdi ancak aceleci kulüp patronları Jose Mourinho’yu gözden çıkardı.  Ayrılmasına rağmen Mourinho hep “Chelsea benim evim” demiştir.

   Bu ayrılıktan sonra  Mourinho  rotasını İtalya’ya çevirdi ve yeni adresi İnter oldu. İtalyan futbolu onun oyun sistemi için biçilmiş kaftandı. Biraz da şike olayları nedeniyle önü açılan İnter,  Mourinho ile birlikte 2 yıl üst üste şampiyon oldu.  Mourinho, çalıştığı takımlarda şampiyonlukları ikişer ikişer kazanmaya devam ediyordu. İnter’i çalıştırdığı dönemde Wesley Sneijder ve Diego Milito gibi oyunculara kariyer zirvelerini yaptırdı. Ayrıca kendi kariyerinin zirvesini de kazandığı kupalarla yıldan yıla yükseltiyordu. Yaklaşık 50 yıldır Kupa 1’i kazanamayan İnter, 2009-10 sezonunda Mourinho ile birlikte bir sürprizi gerçekleştirdi:  “benim evim” dediği Chelsea’yi ve “uzay takımı” denen Barcelona gibi dönemin en güçlü takımlarını eleyerek finale çıktı. Finalde Bayern Münih’i yenerek ikinci kez dünyanın en prestijli kupasının(Şampiyonlar Ligi) sahibi oldu. Kendi takımından daha güçlü takımlarla yarışmasına rağmen, nispeten daha mütevazi takımlar olan Porto ve İnter ile Kupa 1’i kazandı. Burada da misyonunu tamamlayan Mourinho, İspanya’nın yolunu tuttu. Yeni durağı, dünyanın gelmiş geçmiş en başarılı takımı Real Madrid oldu. Barcelona’nın gölgesinde ezilen ve eski ışıltısını kaybetmeye başlayan Beyaz Şimşekler tekrar eski günlerine dönmek istiyordu. Mou geçmişte Barca bünyesinde çalışmış ve oradan hak ettiği terfileri alamadan ayrılmıştı.Bu yüzden onun için de Real Madrid iyi bir fırsattı.  Jose Mourinho ve Real Madrid isimleri kulağa harika bir uyum gibi geliyordu. Mou ilk sezonunda “21. Yüzyılın yeni modası” Barcelona’yı deviremese de ikinci yılında La Liga şampiyonluğuna puan rekoru kırarak(100) ulaştı.

   Real Madrid’den sonraki durağı ise “evim” dediği Chelsea oldu. Böylece ikinci Chelsea dönemi başladı. İkinci Chelsea döneminde 2 yılda bir kez şampiyonluk yaşadı ancak aynı oyuncu grubuyla 3. sezona çok kötü başladı ve işler iyi gitmeyince kulüple yolları ayrıldı. İngiltere’den ayrılmak istemeyen Mou, Ferguson’dan sonra büyük boşluğa düşen  Manchester’ın Kırmızıları’nın(Manchester United) başına geçti, üstelik Manchester’ın Mavileri’nin(Manchester City) başında ise İspanya yıllarından beri çekiştiği Pepp Guardiola vardı. Futbolseverler bu ikilinin çekişmesinin sahne alacağı heyecan verici bir Premier Lig sezonu bekliyordu. Ancak şu sıralar devam eden ligde zirve, bu iki takımdan biri yerine Conte önderliğindeki Chelsea tarafından tutuluyor.


____________Jose Mourinho Sözleri, Atışmaları____________

Kolay bir iş isteseydim Porto'da kalırdım. Güzel mavi bir koltuk, Şampiyonlar Ligi Kupası, Tanrı ve Tanrı'dan sonra ben.
Ben bir teknik direktörüm, Harry Potter değil. 
Dünyanın en iyi teknik direktörü değilim. Ama benden daha iyisi de yok. 
Ranieri için---> "İngiltere'de kaldığı sürede sadece `günaydın` ve `iyi günler` demeyi öğrendi."  
Arsene Wenger için ---> "Onun röntgenci olduğunu düşünüyorum. Böyle tipleri bilirsiniz: evde otururken başka evlerin içinde başkalarının neler yaptıklarını izlerler. O da Chelsea hakkında konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor..."   
Bence Guardiola yaptığı işten dolayı mutlu değil. Çünkü hayatından memnun insanların saçları dökülmez. 
Dünyadaki en etkili 9. kişi seçildiği kendisine söylendiğinde Mourinho şöyle cevap verir: " Karım kaçıncı sırada? En kötü ihtimalle 8. olmalı. " 
Ben Jose Mourinho'yum ve değişmem. Kalitem defolarımla birlikte gelir.
Jose'yle futbol konuşmayacağıını, çünkü onun futbol oynamadığı için bazı şeyleri anlayamayacağını söyleyen Mihajloviç'e "Jokey olmak için önce at mı olmak gerekiyor?" dedi.  
Normal şartlar altında Porto şampiyon olacaktır. Anormal şartlar altında Porto yine şampiyon olacaktır.


Mourinho'yu daha yakından tanıyalım.

   Barcelona teknik direktörü Tito Villanova'nın yanağını sıkması... Maçtan sonra bunu neden yaptığı sorulduğunda " o beyefendiyi tanımıyorum" dedi.



   Bu da Ronaldo'nun Valencia'ya attığı golden sonra yaşadığı gol sevinci...




   Maç sonu stadyumdan ayrılırken Materazzi'yi görüyor ve aracını durduruyor. Bakın sonra ne yapıyor...


   Chelsea'de yaşadığı şampiyonluktan sonra rakiplerine hitaben yaptığı konuşma... :)



    Bir yardım maçında sahaya girdi ve bakın neler yaptı :)



   Real Madrid - Manchester City maçında gelen son dakika golü ve tutulamayan Mourinho...



   Porto, İnter ve Chelsea dönemlerinden Mourinho derlemesi...




 Patrick Barclay - Jose Mourinho: Başarının Anatomisi Kitabı Hakkında

jose mourinho jetonya
Orijinal Adı: Mourinho: Anatomy Of A Winner 
Sayfa Sayısı: 207
Yayınevi: Bizit Yayıncılık
ISBN: 9789944914031

Benim Gözümden:

   Kitap, Mourinho’nun birinci Chelsea döneminin ilk 2 yılı ve öncesindeki  kariyerini içeriyor. Öncelikle Mourinho’yu fanatikçe ilahlaştıran sıradan futbol biyografilerinden biri değil. Okursanız siz de göreceksiniz ki oldukça objektif bir kitap.

   Kitap genel olarak bir Jose Mourinho – Brian Clough benzerliği üzerine kurulmuş. Clough’u tanıyorsanız kitap sizin için bir kat daha tatlı olacaktır. Ayrıca kitapta sık sık Bobby Robson’un ağzından bölümler aktarılıyor. Bu bölümler de ilgimi fazlasıyla cezbetti. Mourinho’nun “Dört Şapka” adını verdikleri yeteneklerine yaşananlardan örnekler verilerek değiniliyor. (Dört Şapka: Seçim, Antrenörlük, Yönetim, Akıl oyunları )

   Bizim izlediğimiz Mourinho gerçek miydi, yoksa futbolun bir gösteri olduğunun bilinci gereği öyle mi davranıyordu? Kitabı okuyunca bu konu hakkında da bir fikre sahip olacaksınız. Sıra dışı bir karakteri merak eden bayanlar ve futbolla ilgili erkeklere tavsiyemdir.

   Kitabın şu an baskısı yok. Ben kitabı çok uzun yıllar aradım. İkinci el kitap sitelerinde buldum fakat fahiş fiyatlara satılıyordu. Kitabı alamadım ama okumayı çok istiyordum. Hatta bu kitabı okumaya yaklaşık 10 yıl önce karar vermiştim ve sonunda pdf olarak okudum. Kütüphanemde bu kitabın olmasını çok istiyorum. Elinde olan arkadaşlara sesleniyorum: uzay mekiği fiyatına değil de normal kitap fiyatına satmak isterlerse satın alabilirim.

----------------------------------------
Goodreads Puanı: 3.58 / 5.00

jetonya puanlama sistemi
Jetonya Puanı: 3.50 / 5.00
----------------------------------------

   Wenger, Ranieri ve Guardiola'ya tatlı sert sataşmalarıyla zaman zaman ipin ucunu kaçırsa da rekabete ayrı bir tat katmıştır. Şimdilerde Manchester United ile başarısız bir grafik çiziyor. Belki de oyun anlayışını güncellemesi gerekiyor. Mourinho bir röportajında Alex Ferguson için "Umarım onun yaşına geldiğimde onun gibi heyecanlı ve hırslı olabilirim." demişti. Umalım ki Jose Mourinho heyecanını kaybetmemiş olsun ve en kısa zamanda zirve rekabetine geri dönsün...


Bu Yazımı Sosyal Medya Hesaplarınızda Paylaşın

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder