Sayfa Sayısı: 300
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
ISBN: 9789750804449
Benim Gözümden:
Şiirlerine aşina olduğumuz Nazım Hikmet’in romanlarını hep
merak etmişimdir. Okuma fırsatı bulduğum ilk romanı da “Kan Konuşmaz” oldu. Bilmediğim
epey kelime barındırdığı için kitabı okuduğum anlarda Türk Dil Kurumu sözlüğü
sekmesini sürekli açık tutmam gerekti J
Ancak bu sözlük ziyaretleri beni kitaptan koparmadı.
Kitap ilk birkaç sayfada beni içine çekti ama sonradan sıkıldığım
anlar oldu çünkü konusu günümüze göre biraz düşük kalıyor. Ancak
dönemine göre değerlendirdiğimizde epey popüler bir konu diyebilirim. Hatta barındırdığı
tesadüflerin fazlalığı sebebiyle defalarca bir Yeşilçam filmi izlediğim hissine
kapıldım...
Kitap geniş bir zaman diliminde geçiyor ve iki tane
başkaraktere sahne oluyor. Meşrutiyet yankılarının devam ettiği yıllardan
Cumhuriyet’in başlarına kadar süren romanda Nuri Usta, eşi Gülizar ve oğulları
Ömer’in hayatlarını okuyoruz. Tornacı Nuri Usta’nın yanında başladığımız
kurguyu, oğlu Ömer’in yanında bitiriyoruz. Nuri Usta’nın tornacılıktan
ameleliğe doğru giden hayatı ve Ömer’in sokak aralarında kısa pantolonla
dolaştığı yıllardan büyük adam olmaya giden hayatı gibi yaşadıkları devlet de
Osmanlıdan Türkiye Cumhuriyeti’ne
dönüşüyor.
Kan Konuşmaz’ı bana cazip kılan en önemli özelliği dönem
kitabı olmasıydı. Roman alenen belirtmese de
arka planında İstanbul halkının o dönemdeki durumu, yaşam mücadelesi,
İstanbul’da söz sahibi olmaya başlayan itilaf devletlerinin ekonomimize ve
toplumumuza olan etkisi hakkında ipuçları veriyor.
Küçük Ağa kitabı için yazdığım incelemede o dönem Anadolu
halkının “tarihimizin kafası en karışık insanları” olduğunu yazmıştım. Kan
Konuşmaz kitabında ise aynı dönemde Anadolu hareketinden uzakta, İstanbul’da
yaşanan kafa karışıklığını görüyoruz. İşgalciler Anadolu’da halkımızla
savaşırken İstanbul’da ise ekonomik açıdan zafer elde etmeye ve yayılmaya
başlamışlardı. Bu durumun olumsuz etkileri karşısında Nuri Usta ailesinin
geçimi için neler yapacak?
Ekonomik sıkıntıların yanı sıra “belli belirsiz gelen
Anadolu direnişi haberleri, Müslüman – gayrimüslim meselesi, İttihatçılar” gibi
konular da vardı kafaları karıştıran. Üstelik bu konular da cumhuriyetten sonra
şekil değiştirecekti. Koskoca bir halk yeni öğrendiği ve henüz tam bilmediği şeylerden
taraf olmaya başlayacaktı.
İşte böyle karışık bir dönemde sıradan bir ailenin hayatına
şahit oluyoruz. Az önce de bahsettiğim gibi kitap sıcak bir Türk filmi tadında
geçiyor. Bu tür eserlerin çok değerli olduğunu düşünüyorum, bunu bana
düşündüren de kurgusundan çok bizi alıp o dönemin ortasına bırakıvermesidir. Eğer
sizin de tarihe merakınız varsa bu güzel çağ romanı ile halkımızın geçirdiği
zor yılların tahlilini yapabilirsiniz.
Keyifli okumalar Jetonyalı okurlar…
Not: Yukarıda bahsettiğim Küçük Ağa adlı kitaba ait yazıma
buradan ulaşabilirsiniz.
-----------------------------------------------------------
Goodreads Puanı: 4.09 / 5.00 (79 oy)
Jetonya Puanı: 3.70 / 5.00
----------------------------------------------------------
Dikkatimi Çeken Alıntılar:
Hayatın tesadüfleri romanların tesadüflerinden daha mantıksız. Fakat bu mantıksızlıklar hayatın mantığını yapıyor.
Aslanı kafese alıştırmak için onu yavruyken tutup içeri atarlar. Bizi 40 yaşında kafese koysalar, üçüncü günü yerimize alışırız. Ve 10 sene kafeste kaldıktan sonra dışarı salsalar 10 yıl yattığımız yeri üç haftada unutuveririz...
Biz kahve değirmeniyle, kahve cezvesiyle, kahvesiyle, eviyle, minderiyle, hukukuyla, felsefesiyle kendimize bir ikinci dünya yaratırız. Sonra da bu yarattığımız dünyanın esiri oluruz. Başlar o bizi yaratmaya.
Kafamın anlaşamayacağı bir kıza yüreğim tutulmuş diye kafamı kurban mı edeyim?
Uğraştık, didindik, yazdık, söyledik, neler için mücadele etmedik. Fakat şimdi anlıyorum ki hepsi boşmuş.Hayat arzularımızın dışında akıp gidiyor. Biz boşuna yoruluyoruz.
Bu Yazımı Sosyal Medya Hesaplarınızda Paylaşın
Nazım Hikmet'i hep şiirlerle tanıdım.Alıntılarına bakılırsa romanı da güzele benziyor.Siz de güzel yorumlamışsınız.Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilBirkaç romanı daha var, onları da okuma kararı aldım. Yorumunuz için çok teşekkür ederim.
SilMerhaba. Takip için tesekkür ederim iade i ziyarete geldim 😊. Nazim Hikmet en sevdigim sairlerdendir bu yazilarini bilmiyordum.
YanıtlaSilMerhaba, aslında ben de biraz geç öğrendim ve merak ederek okudum :)
SilAlıntının son cümleleri etkileyici ve moral bozucu... Bunu söyleyen Nazım hem de.
YanıtlaSil"Hayat arzularımız dışında akıp gidiyor. Biz boşuna yoruluyoruz." Gerçekten boşuna mı bu yorgunluğumuz?
Hayat zaten büyük oranda arzularımızın dışında akıyor. Ama yorgunluğun boşuna olup olmaması biraz da neler için mücadele ettiğimize bağlı.
SilBir kitapseveri tanımak güzel. Hoşgeldiniz, hoşbuldum.
YanıtlaSilHoş buldum, memnun oldum siz de hoş geldiniz :)
Sil