Bugün tarihin en ilginç kişiliklerinden biri olan Srinivasa
Ramanujan’dan bahsedeceğim. Sizi sıkmamak
için yazımı doğum tarihleri, mezuniyet yılları veya teknik matematik
terimleriyle doldurmak istemiyorum. Bu yüzden çocukluğunu ilk paragrafta hızlıca
geçip hayatının dikkat çeken yerleri üzerinde durarak bu sıra dışı insanı
sizlerin zihnine sunacağım.
Ramanujan Hindistan’ın Madras şehri yakınlarındaki bir
kasabada dünyaya geldi ve küçük yaşlardan itibaren matematik yeteneğiyle kendini
belli etti. 10 yaşına geldiğinde yaşadığı bölgedeki sınavlarda birincilikler kazanmaya başladı; 17 yaşına
geldiğinde ise liseden mezun oldu. Sahip olduğu istisnai belleği ve matematik
yeteneğiyle bölgenin ünlü üniversitelerinden biri için burs kazanmış, ancak
üniversitede sorunlar yaşamıştır; çünkü Ramanujan’ın ilgi duyduğu tek şey
matematik ve matematikle ilgili derslerdir. Bu yüzden farklı okullara gitmeyi
denedi ve diğer derslerdeki başarısızlıklarından dolayı bursunu kaybetti.
Ardından evden ayrılarak yeni bir burs veya iş bulmak için rotasını Madras’a çevirdi.
Evden ayrılması, annesinin gazetelere oğlunun kayıp olduğu şeklinde ilanlar vermesine sebep oldu :)
Evden ayrılıp Madras’a gelen Ramanujan ise okumak için yeni
bir burs bulamadı ve matematikle ilgili çalışmalarını kullanarak iş aramaya
başladı. Madras(bugünkü Chennai) o dönem İngiliz sömürge merkezlerinden biridir. Genç adam, uzun uğraşlar
sonucu İngilizlerin işlettiği Madras
Limanı’nın muhasebe bölümüne kendini kabul ettirmeyi başardı. Araları tatlıya bağlanan annesi ise oğlunun evlenme yaşının geldiğini düşünerek onun için Janaki adında bir kız
bulmuştu. Çalışmaya başlayan Ramanujan bir süre sonra annesini ve eşini yanına
aldı. Ancak iş hayatına rağmen tutkusunu bırakmamıştı ve matematikle ilgili tüm
çalışmalarını bir deftere yazarak kayıt altına alıyordu.
Ramanujan bu defterdeki çalışmalarını yayınlayarak herkesle
paylaşmak istiyordu. Bu yüzden 21 yaşına
geldiğinde defterindeki notlardan bir kısmını İngiltere’deki matematikçilere
göndermeye başladı. Ramanujan’ın artık keşfedilmek için bekleyecek sabrı yoktu.
Çalışmalarını dönemin ünlü matematikçileri G.H. Hardy, H.F. Baker ve E. W.
Hobson’a da gönderdi. Bazı mektupları daha çok çalışması için kitap önerileriyle cevaplandı; bazılarıysa cevapsız
kaldı, biri hariç...
Soldan sağa: Hardy-Baker-Hobson
Hardy Mektubu Alır
Hardy başta bu mektubun, arkadaşı ve meslektaşı
Littlewood’un yaptığı bir şaka olduğundan şüphelenir ve durumdan arkadaşına bahsettiğinde
şaka olmadığını anlar. Littlewood ile birlikte bu mektuptaki bazı formüllerin
zaten kanıtlandığını ancak bazılarının ispatlanmamış teoremler olduğunu görür. “Bu notlar
doğru olmalı çünkü kimse bunları uyduracak kadar hayal gücüne sahip olamaz.”
diye düşünür. Ardından Ramanujan’ın mektubunu daha kapsamlı incelemeye başlar ve çalışmaları kendisine
göre üç sınıfa ayırır:
-Zaten bilinenler
-Yeni ve ilginç ama muhtemelen önemli olmayanlar
-Yeni ve potansiyel olarak önemli olanlar
Hardy bu kategorileme sonucu, mektubun yeni ve önemli
olabilecek teoremlerle dolu olduğunu fark eder. Böylece Ramanujan’ı ispatlar üzerine çalışmak ve bu
çalışmaları yayınlamasına yardım etmek için İngiltere’ye davet etmeye karar
verir. Elinde mektuplarla yetkili hükümet departmanlarına başvurarak Ramanujan’ı
Hindistan’dan nasıl getirebileceğini soruşturmaya başlar ve mektubu aldıktan
bir hafta kadar sonra Ramanujan’a cevap yazar.
Mektubuna ilk cümleden niyetini belli ederek başlar: “Mektubunuz ve teoremlerinizle çok
ilgilendim.” Ardından : ”Ancak çalışmalarınızı doğru bir şekilde
yargılayabilmem için kanıtlarını görmem gerekiyor.” diye devam eden mektubu, Ramanujan’ı İngiltere’ye davet ederek sona erdirir.
İngiltere'den Gelen Cevap
Ramanujan amacına ulaşmıştı, davet almıştı ama bir sorun
vardı. Hindistan’da o dönem mevcut kast sisteminde dört sınıf vardı.
Ramanujan, bunlardan biri olan Brahman sınıfına mensuptu. Bu sınıfın
inançlarına göre denizi aşmaması (suyun üzerinden geçmemesi) gerekiyordu.
Annesiyle bu konuda sıkıntı yaşasa da onu ikna ederek İngiltere’ye gidecekti.
Ramanujan hemen Batı tarzı elbiseler alır ve çatal bıçak kullanmayı,
kravat bağlamayı öğrenir, İngilizcesini ilerletir; kısacası Avrupa yaşamına
hazırlanmaya başlar.
Yıl 1913 Ramanujan İngiltere Yolcusu
Ramanujan’ın bu yolculuğu Hint gazetelerinde yer bulur. Bir
Hindistanlı, yüksek matematik çalışmaları için İngiltere’ye gidiyordu; bunun
Hindistan için haber değeri kesinlikle yüksekti.
Ramanujan İngiltere’ye varmış, Cambridge Üniversitesi
Trinity College’e gitmiştir. Kısa süre sonra Hardy ile çalışmaya başlarlar. Fakat
bir problem vardır: Ramanujan, keşfettiği formüllerin ispatlarını yapamıyordur. Bilim
insanları için neyin doğru olduğunu bilmek yeterli değildir, teoremler ispatlarla
doğrulanmalıdır. Yani ispat, matematiğin özüdür. Hardy bu yüzden ürettiği
formüllerin ispatlarını yapması konusunda Ramanujan’ı zorlamaktan çekinmez. Littlewood'un bu konudaki düşüncesi ise Ramanujan'ın çalışmalarının çalınacağı korkusuyla ispatları bilerek yapmadığı şeklindedir. Fakat
Hindistanlı genç adam tüm bu çalışmalarını sezgileriyle gerçekleştirdiği düşüncesini inatla savunur.
Yukarıda da bahsettiğim gibi bilim insanları, ispata
dayandırılmamış bilgiyi doğru kabul etmezler. Ancak Ramanujan’ın bilgiye ulaşma
şekli alışılagelenden farklıdır. O, bu formülleri oluştururken bir Hint
Tanrıça’sı olan Namagiri’nin ona yol gösterdiğini ve bu formüllerin onun
aklına Namagiri tarafından yerleştirildiğini ileri sürüyordu. Bu görüşünü savunurken
de sık sık “Benim için bir denklem Tanrı’nın düşüncesini yansıtmıyorsa anlamsızdır.” sözünü kullanıyordu. Tamam, zekamızı bir Yaratıcı vermiş olabilir ama Batı tarzı bilim böyle bir açıklamayı kabul edemezdi.

& & &
Brahman inançlarından dolayı İngiltere’deki sosyal hayata
alışmakta çok zorlananan Ramanujan, inanışları gereği sıkı bir vejetaryen
olduğu için genelde sebze tüketiyor; bir yandan da dini ritüellerine büyük bir bağlılıkla devam
ediyordu. (Bazı kaynaklar Ramanujan'ın dindarlığının abartıldığını söylese de tanıştığı kişiler iyi bir dindar olduğunu belirtir. Onu en yakından tanıyan Hardy ise, onun dindar olduğunu ama tüm dinlere eşit derecede saygı duyduğunu söylemiştir.)
Unutmayalım ki Ramanujan’ın matematik üzerine lisans eğitimi
yoktu. Eğitim durumunun yanı sıra bir Hindistanlı olduğu için de bazı çevreler
tarafından üniversitede istenmiyordu. Ramanujan’ın İngiltere’ye gelmesinden yaklaşık
üç ay sonra 1. Dünya Savaşı patlak
verdi. Bunun üzerine gıdalar karneye bağlandı. Ramanujan vejetaryenlik konusunda çok inatçıydı, hayvansal gıdaların yanı sıra hayvansal yağlarla
pişirilen sebzelerden bile uzak durduğu için üniversite yemekhanesinde beslenme konusunda sıkıntılar çekiyordu. Çevresi tarafından yadırganması, yaşadığı
bunalımlar ve sıkıntıların da etkisiyle kendine iyi bakamıyordu. Ve Hindistanlı
dahimiz vereme yakalandı. İngiltere’de geçirdiği yaklaşık beş yılın 1.5 yılını
hastanede geçiren Ramanujan bu hastalığın kendisine, inançlarına karşı çıktığı ve
denizi aştığı için ceza olarak verildiğini düşünüyordu. Yaşadığı bunalım ve rahatsızlıklar sebebiyle
kendini Londra’da bir metronun önüne bıraktı ancak metro tam zamanında
durduğu için intihar girişimi başarısız oldu.
1729 Sayısının Hikayesi
Bu
sayıyı ünlü yapan hikaye ikili arasında şöyle gelişmiştir: 1729, Hardy’nin hastanedeki Ramanujan’ı ziyarete giderken
bindiği taksinin numarasıdır. Hardy, sosyal ilişkilerde çok iyi olmadığı için ziyarete
gittiğinde bir sohbet konusu bulamamış ve aklına gelen ilk şeyi söylemiştir: "1729, oldukça
sıkıcı bir sayı."
Ramanujan duraklamadan cevap verir: "Hayır, aksine çok ilginç bir sayı. İki farklı şekilde iki
pozitif küpün toplamı olarak ifade edilebilen en küçük sayıdır."
Bu ünlü diyalog sebebiyle 1729, Hardy Ramanujan sayısı olarak da bilinir.
& & &
Yaptığı çalışmalarla Ramanujan’ın Cambridge
Üniversitesi’ndeki matematiksel yetkinlik ile ilgili itibarı giderek artmıştı. Birkaç
yıl önce mektubunu gönderdiği fakat olumlu cevap alamadığı Hobson ve Baker’ın
da desteğini alarak Kraliyet Cemiyeti’ne seçildi ve Trinity College’in bir
üyesi oldu.
Bir an önce eve gitmek isteyen Ramanujan Hindistan’a geri
dönmek için 1. Dünya Savaşı’nın bitmesini bekliyordu. Hindistan’a gittikten
yaklaşık bir yıl sonra aynı hastalığın ilerlemesi sebebiyle 32
yaşında hayata gözlerini yumdu.(1920)
Ramanujan 32 yıllık hayatında bilim dünyasına 700 civarı teorem
kazandırmıştır. Ayrıca çalışmalarını kaydettiği ciltli defterler çok değerli birer insanlık mirası sayılır. Öldükten sonra Hardy ve diğer matematikçiler onun teoremlerini
kanıtlamak için epey çalışmıştır ve bu notlar üzerinden yıllarca sonra bile
birçok formül kanıtlanıp çözülmüştür. Ömrü, ortalama bir insan yaşamı kadar
sürseydi bugün sadece matematik değil, ilgili tüm bilimler daha farklı yerlerde
olabilirdi. Mesela Ramanujan’ın ölümünden çok sonra bulunan bir defterindeki
formüller, sonraki yıllarda uzay ve kara
deliklerle ilgili çalışmalarda kullanılmıştır.
Günümüzde Hindistan’da Ramanujan’ın doğum tarihi olan 22
Aralık, her yıl Ulusal Matematik Günü olarak kutlanır.
Ramanujan ile ilgili kısa notlar
- Matematikçiler arasında efsaneleşen şöyle bir söylem türemiştir: “Ramanujan söylediyse doğrudur.”
- Littlewood ise şu sözleri kullanmıştır: “Her pozitif tam sayı Ramanujan’ın kişisel arkadaşlarından biridir.”
- Bir röportaj esnasında Hardy’ye şöyle bir soru sorulmuştur: “Matematik dünyasına yaptığınız en önemli katkı nedir?” Hardy fazla düşünmeden cevap verir: “Ramanujan’ı İngiltere’ye getirmek.” Ayrıca yine bir açıklamasında Ramanujan’la çalışmasını “hayatımdaki romantik bir olay” olarak tanımlar.
- Hardy, Ramanujan’ın mektubunu ilk gördüğü anı kendi cümleleriyle şöyle anlatır: “ Daha önce böyle formüllerle hiç karşılaşmamıştım. İlk bakışta bu formüllerin ancak en üst sınıfa mensup bir matematikçi tarafından yazılabileceğini anlamıştım.”
& & &
Ramanujan o teoremleri gerçekten mistik yollarla mı elde ediyordu, bilmiyoruz; ancak dönemin bilim dünyasına balyoz etkisi yaptığı gerçektir. Batılı bilim insanlarının diğer insanlara terastan bakan tavırlarına bir darbe vurmuştur. Ramanujan hiç yaşamamış
olsaydı, bugün bundan sadece okul müfredatları değil; tüm insanlık etkilenirdi.
Ayrıca Ramanujan İngiltere’ye gitmek yerine bu çalışmaları kendini rahat
hissettiği Hindistan’da yapabilseydi belki daha üretken olurdu; belki de Hardy
gibi bir akıl hocasıyla karşılaşamadığı için adı daha az duyulurdu. Bunların cevabını bilemeyiz ama bir şey biliyorum: Ramanujan’ı hayatım boyunca
unutmayacağım. “Hindistan” kelimesini her duyduğumda aklıma gelen ilk birkaç
isimden biri olacak.
İyi bloglar.
Yararlandığım Kaynaklar
https://backchannel.com/who-was-ramanujan-83b4d5b05665#.ybt6krkxg
https://en.wikipedia.org/wiki/Srinivasa_Ramanujan
https://www.youtube.com/watch?v=Y7Ufxl-zSRI
Google görseller
Google görseller
Bu Yazımı Sosyal Medya Hesaplarınızda Paylaşın
İlk kez duydum, ama iyi ki okumuşum yazıyı :). Teşekkürler.
YanıtlaSilRica ederim, ben de okuduğunuz için teşekkür ederim :)
SilBir de düşündüm de bence çok da geçmeden filmini izleriz Ramanujan'ın, hatta belki yapmışlardır bile :).
YanıtlaSilBaktım yapmışlar hem de yeni :).
YanıtlaSilSonsuzluk Teorisi. Hemen izleyeyim ben de :)
SilYaptığınız iş çok değerli. Emeklerinize sağlık :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim, bu yorumunuzla çok mutlu ettiniz beni :)
SilMatematik isminden bile uzak durmaya çalıştığım bir alan malesef...ama yazınız öyle keyif verdi ki...çok güzel,akıcı anlatmissiniz...emeğiniz için teşekkür ederim..böyle bir deha hakkında artık bilgi sahibi olduğum için de mutluyum:)
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim. Ayrıca çok teşekkür ederim okuyup yorumladığınız için :)
Sil