Orijinal Adı: As İntermitencias da Morte
Sayfa Sayısı: 208
Yayınevi: Kırmızı Kedi Yayınevi
ISBN: 9786054764457
Benim Gözümden:
Kitap hakkında yazmaya başlamadan önce sanırım yazar
hakkında bir şeyler belirtmeliyim. Saramago okuyanlar bunları bilir ancak henüz
tecrübe etmemiş olanlar için, okumaya başlamadan önce faydalı bilgiler olabilir. Saramago’nun kalemi
değişiktir, hatta gariptir...
Evet, gariptir: noktalama işaretlerinden sadece nokta ve virgülü kullanır. Diyalogları da çizgi kullanmadan virgüllerle ayırarak yan yana, düz ara yazar. İlk okumaya başladığınızda bu tarzı garipseyebilirsiniz ve biraz adaptasyon sıkıntısı yaşayabilirsiniz. Fakat bu söylediklerim sizi kitaba karşı negatif hissettirmesin çünkü yazar içerik olarak öyle güçlü yazıyor ki yukarıda bahsettiğim, olumsuz sayılabilecek faktörler bir anda önemsizleşiyor; “Aman canım bu adam da böyle yazıyor, ne olacak yani?” dedirtiyor. Zaten emin olun Saramago ortalama yetkinlikte bir yazar olsaydı bu tarzıyla katlanılması çok güç olurdu.
Evet, gariptir: noktalama işaretlerinden sadece nokta ve virgülü kullanır. Diyalogları da çizgi kullanmadan virgüllerle ayırarak yan yana, düz ara yazar. İlk okumaya başladığınızda bu tarzı garipseyebilirsiniz ve biraz adaptasyon sıkıntısı yaşayabilirsiniz. Fakat bu söylediklerim sizi kitaba karşı negatif hissettirmesin çünkü yazar içerik olarak öyle güçlü yazıyor ki yukarıda bahsettiğim, olumsuz sayılabilecek faktörler bir anda önemsizleşiyor; “Aman canım bu adam da böyle yazıyor, ne olacak yani?” dedirtiyor. Zaten emin olun Saramago ortalama yetkinlikte bir yazar olsaydı bu tarzıyla katlanılması çok güç olurdu.
Şimdi de kitabımıza bakalım.
İnsanlık tarihi boyunca ölüm üzerine binlerce kez ağıtlar yakılmış,
lanetler okunmuş, ona karşı koymak için çözümler aranmıştır. Ölümü yenmek
destanlara bile konu olmuştur. Peki gerçekten ölümsüzlüğü istiyor muyuz ya da
istemeli miyiz? Bunu kitabın sonunda ciddi şekilde düşüneceksiniz.
Şimdi ölümü yendiğimizi düşünelim, hayatın geri kalanı nasıl
yaşanır? İşte bu kitapta bunu göreceğiz. Çünkü ‘ölüm’, artık işini yapmama kararı almış,
böylece bu isimsiz ülkede kimse ölmemeye başlamıştır. Evet ‘ölüm’ istifa etmiş, yanlış okumadınız.
Saramago, ölümü kişileştirerek onu somutlaştırmış ve kitap boyunca ondan bir
‘kişi’ gibi bahsetmiştir. Bu sayede bize ölümle empati bile yaptırıyor.
Ölümün görevi bırakmasına, halkın büyük kesimi tarafından verilen ilk tepki sevinç şeklinde olmuş ancak bu çok uzun sürmemiştir. Çünkü bu olayla birlikte ülkede dengeler tamamen değişecektir. Akıllarda yepyeni sorular doğacaktır. Ekonomik boyutuna bakalım: Ölüm üzerine kurulan sektörler ne olacak? Kimsenin ölmemesi devleti nasıl etkileyecek? Bu durumda emekli maaşları bile başlı başına büyük bir mesele olmaz mı? Ya da ölmeyen ama yaşlanan kişilerin bakımı ve üretime katılmayıp yaşlılara bakacak genç nüfusun istihdamı ne zamana kadar, nasıl yapılabilir? Peki ölüm olmazsa dini kurumlar bundan nasıl etkilenir? Ölüm yoksa cennet de yoktur. Cennet yoksa dine ve dini kurumlara gerek kalır mı? Tüm bu sorular insanları fikir ayrılıklarına sürükleyerek toplumda kutuplaşmalara sebep olacaktır. Bu kaotik ortamda farklı amaçları olan mafya-devlet-din adamları üçgeninde yaşanan olaylar ve yapılan konuşmaların çarpıcılığı merakınızı kitap boyunca diri tutacak.

Birey olarak düşününce çevremizdeki ölümler tabii ki çok acı
geliyor ama büyük plana baktığımızda ölüm, hayatın normal seyrinde sürmesi için
olmazsa olmaz bir parçadır. Siz de bu kitabı okuyun ve hayatın olağanüstü
dengesinden ölümü çıkardığımızda veya ölümün işleyiş şekli değiştiğinde neler olabileceğini ayrıntılarıyla görün.
Keyifli okumalar...
Not: Saramago kitapta canlı türleri üzerine birikim sahibi olduğunu da belli ediyor. Bunlardan en dikkat çekicisi ise "acherontia atropos" türünde bir kelebek. Bu kelebeği aslında biliyoruz: Kuzuların Sessizliği filminin kapağında kullanılan kelebeğin ta kendisi. Bu kelebeğin kitapta bahsi geçmesine sebep olan özelliği ise sırtında kafatasını andıran bir görüntü olması. Kitabı okurken eminim siz de bu kelebeği merak edip arama motorlarına başvuracaksınız.
----------------------------------------------------------------
Goodreads Puanı: 3.97 / 5.00
Jetonya Puanı: 3.65 / 5.00
--------------------------------------------------------------
Kitaptan Dikkat Çeken Alıntılar:
...aşkın bedeli aşkla ödenir...
Hayat böyleydi işte, kaşıkla verir verir ve sonra bir gün kepçeyle, verdiklerinin tümünü geri alırdı.
Ejderhayı öldürmenin yolu kafasını kesmekten geçer, tırnaklarını törpüleyerek bir yere varamayız.
...ölüm herhangi biri olabilirdi, oysa gerçekte hiçbiri değildi.
... ölüm ortadan kalktığında diriliş de olmayacaktır, diriliş umudu ortadan kalktığında da kilise yok olur.
İnsan olmanın ne demek olduğunu her geçen gün daha az bileceğiz.
...geleceğin sorunlarını geleceğin kendisi çözecektir.
...yaşam, enstrümanları akortlu da olsa, akortsuz da olsa devamlı çalan bir orkestradır.
...bazen gülenlerle ağlayanların nedenleri ortak olabilir hayatta.
Bu Yazımı Sosyal Medya Hesaplarınızda Paylaşın
Kitap okumayı sevdiğim gibi yorum okumayı da severim, blogunu yeni gördüğüm için keşfe çıktım, yorumlarına göz atıyorum. 😊
YanıtlaSilSaramago'nun Bilinmeyen Adanın Öyküsü kitabını okumuştum, tarzı farklı gelse de sevmiştim. Elimde Körlük var, onu okuduktan sonra diğer kitaplarına da bakmayı düşünüyorum. Bunun konusu ilgimi çekti.
Blogu okuduğunuz için çok memnunum, teşekkür ederim :) Saramago, değişik ve ilgi çekici içerik yaratma konusunda çok yetenekli. Yazım tarzına alıştıktan sonra çok güzel akıyor kurguları. Ben bunun haricinde Kopyalanmış Adam ve Bilinmeyen Adanın Öyküsünü de okudum. Körlük benim de listemde :)
SilGeçen günlerde Saramago'nun Kopyalanmış Adamın'ı okudum. O kitabı da tavsiye ederim :) Bu arada bu kitap yorumunu okuduktan sonra kitabı listeme ekledim :)
YanıtlaSilKopyalanmış Adam'ı ben de severek okudum, çok iyiydi :)
Sil